16 Ocak 2013 Çarşamba

Beşerler

.
Çok sinirliyim canişkolar ve çok yalnızım. Bari size yazıp rahatlayayım.

Şimdi malumunuz,kar var. Kar ,çocukluk gibidir. Kar deyince aklıma çocuk geliyor. Birde heyecan. Coşku. Yani oturup kalmalar ustası biri olarak,karda dışarı çıkmak istiyorsam,bilin ki vardır bir güzelliği. Güvenin bana.

Kalabalık aile her zaman iyidir. Bol çocuk. Curcuna. İyidir ya. Valla bak. Sefası,cefasını örter.
Açıkçası,ben kalabalıktan hoşlanmam. Üst üste birini görmek boğar beni. Yapım bu,değiştiremiyorum ama dedim ya,kalabalığın muhabbeti,yalnızlığın kafa rahatlığından nefret ettirir. Başbakan 3 diyerek hata etti. Ben 8-10 diyorum. Bir gün Başbakan olursam bu konuda çalışmalar yapacağım. Neyse,kara dönelim.

İstanbul'da yerlerde kar toplanmaya başladı. Öyle güzel bir manzara var ki şu anda. Bembeyaz. Beyazın güzel olmadığını düşünen var mıdır? Varsa onlar yalnızca beyaz çorap ve beyaz atletli aile babalarını balkonlarda gören kadınlardır. Haha. Beyaz atletli adamlardan neden tiksinirler onu da anlamam. Sıfır kollu tişört giyen adamı reklamda görünce "Ooov" diyorsun ama ,ondan ne haber? Türkiye ,Biscolota reklamını evlere taşımış bir ülkedir. Siz de hiçbir şeyden memnun olmuyorsunuz caaaaanım.

Tekrar edip duruyorum. Yalnızlık zor. Kar var ama kimsem yok. Olan uyudu. Olan uzakta. Olan da gitti zaten. Olan şimdi yok. Ablam evlendi. Yıllardır birlikte kaldığımız amcamın kızları ayrı eve çıktı. Üstelik... Amcamın kızları,ablamın mahallesine taşındı. Düşün,hep birlikteler ve benim onların yanında sürekli olabilmem mümkün değil. İşkence gibi. Böyle dışlanmış hislere kapılanlarla kardeşiz,hepsine selam olsun.

Birde ortanca çocuğum ben. Ah bilmezler yaşamayanlar ortanca çocuk olmak ne demektir. İki ünvanı taşımak ne zordur bilir misiniz? Hem abla olmak,hem kardeş olmak. Ablanın kardeşisin,saygı göster. Kardeşinin ablasısın,şefkatli ol. Ne güzel adlandırmışlar zaten. "Ortanca". Keşke "Araf" deselerdi. Ben Arafım dostlar,araf çocuğum. Ablası evlenmiş,kardeşi okula giden yalnız bir genç kızım. Gece erken uyumak gibi bir düzenim olsa,fevkaledenin fevkinde olurdu. O zaman kalbim böyle teklemezdi işte.

Neyse. Neyse. Neyse. Bazen konuşmak saçma,susmak gereklidir. Bazen tam tersi. Bazen hem sessiz olmak,hem sesli olmak lazım gelir. Ortasını tutturmalı insan. Mühim olan da o.

Ben susuyorum. Elimde "Küçük Prens",penceremde İstanbul,keyfimde kahya... Size iyi geceler. Son sözlerimi söyleyerek gidiyorum ...

Suriye için destek arıyorlarmış
deme
Suriye 'ye destek ol
Kim var,kiminle
deme
Sen varsın,sen
çıkar dolaptan üç montunu,ikisini Suriye'ye gönder.

Yazının ana fikri de buydu zaten. Haydi eyvallah.

//Beşerler.. /

0 yorum:

Yorum Gönder

Pages